Yeniden Doğmak

     07-26-19     Genel     Yeniden Doğmak

Bir insan düşünelim önce, yalnızlığı kader olarak benimsemiş. Ama tutarlı bir hayatı var. Kendince diri, sağlıklı, duruşu yerinde ve sağlam bir karaktere sahip. Fakat asla mutlu değil. Dünyaya geldiği andan itibaren sürekli başarısız ilişkileri olmuş ve bir türlü istediği o sürükleyici aşkı bulamamıştır. Bu elbette ki, kendi sosyal hayatını da etkilemekte ve sürekli yalnızlaşmaya doğru gitmektedir.

Yeniden doğmak belki de insan için sıradan bir sözden öteye gitmez. Ama çok derin manalar içerir. Nasıl acaba? der gibisiniz şu an. İlk aşamada anlaşılmaz bir durum söz konusu olabilir. Dikkatli incelemek ve anlamlara mana yüklemek zaten bizim elimizde değil mi hep? Gelin şöyle yapalım:

Bir şey olmalıydı, bir şeyler değişmeliydi artık. Ama ne olmalıydı, ya da ne zaman olmalıydı..?

Ya birileri ona ters geliyordu, ya da ters olan şey hep onu bulmaktaydı. Mutlu değildi..asla da mutlu olamayacak gibiydi…!

Yeniden Doğmak İçin Öldü!

Bir gün aniden bir karara vardı. Etrafında ne var ne yoksa bir bir terk edip, kendi yaşam ülkesine kral olmaya karar verdi. Bu kolay değildi tabii ki..

Bir dolu yaşanmışlık barındıran bu hayatı, kendi içinden de çıkaracak bir gücü sarf ettiğinde belki de güçsüz kalacaktı.. Denemeye değer mi, elbette değerdi kendince..

Derin bir soluk aldı, gözlerini kapattı, ilk adımını atarken heyecanlıydı ama emindi kendinden.

İşte o gerçek mucize gerçekleşmiş gibiydi sanki..

Bir kadın vardı karşısında, öylece kendisine bakıyordu, vakur ve kararlı, güzel ve samimi, harika ve muhteşem bir kadın..

”Aman Tanrı’m..” dedi, sessiz ve boğukca..

Bir şeyi istemenin bu kadar zor olduğunu bilirdim ama bir şey bu kadar mı çabuk karşılık bulur..?” dedi.

Hayali bile bu kadar kolay tasvir edilemezdi bu beklentinin..

Birden bire sanki bu aşkı yaşıyormuş gibi kelimeler sarf etmeye başladı, sessiz ve derin derin:

Canımsın şimdi daha bir yüksek sesle söylemek istiyorum. Uzakta olman beni susturmamalı yüreğimi susturamam ki..seni özlemlerime katıp bir gün uyanamazsak eğer; kan ter içinde..nazarlarımıza yüklerim suçlarımızı..
Soran olursa bir gün; elbet derim ki; göğsümü kabartıp, suçumuz sevmekti; en çokta koyan önce gözlerinde ölmekti…;
bir gün ölmeyecek miydik nasıl olsa…

Nasıl hasretim sana hem de nasıl.. Gözlerim hep sen çıkacakmışsın ki gibi karşıma öyle panik öyle sevinçli ki anlatamam.. Susarım.. Seni ilk gördüğüm gündeyim şimdi.. Yanaklarımdan yastığıma düştüğün damlada diyemediklerim.. Ne kadar yalnızım ne kadar sensiz, yastığım nemli yanaklarım gibi şimdi beklerim seni bir pencere kenarından..

Bilmesem sıcaklığını hissedemezdim bunca yoğun yaşamazdım seninle tüm yaşadıklarımızı.. İyi ki varsın dediğim en önemlisi kalbimi ve bakışlarımı sende bıraktığım olmazsa olmazlarımın en önemlisi sevdiğim en büyük aşkım sen… Bak! bir gün daha sensiz ve yalnız geçmiş..

Ne zaman düşlesem bizi.. Ki her sabah uyandığımda yokluğunda ıslanmış gözlerle uyanıyorum. içimde bir ses bize yaptığım haksızlıklar için hesap sormakta bana/durmaksızın.. Nasıl bir pişmanlıksa demir almış üzerimde sancısı.. Kaç zamandır içimdeki çocuk can çekişmekte.. Bu sabah ve kaç sabah olduğu gibi.. Anladım ki küçük kıyamet hatalarımsa, büyük kıyamet yokluğun.. Demek ki yaşı olmazmış aşkın sevdanın…

Seninle yemek yemeyeli ağzımın tadı hep acı. Hep buruğum nedense..Yolda el ele bir çift görsem..Parça tesirli bir bomba düşer göğsüme vurulurum.. Serilirim yolun ortasına.. Hiç bir güç seni sevmemi engelleyemez ki.. Ömrüm yettiğince bu kalp sana deli..

Bilirim ne zaman yağsa yağmurlar, içinde sen ve bizden damlalar olacak.. Kaç gündür göğüs kafesimin dışında çarpıyordu kalbim.. Şimdi bilirim ki ait olduğu yerde.. Bir damla koptu sol yanımdan az evvel yanağımda nemi.. Asla utanmıyorum!..
Gün gelecek tüm yorgunluklarımız sevince bir köprü olacak.. Adım gibi adam gibi hissediyorum.. Ada;msı bir aşk ve bembeyaz bir gelecek.. Bak alabora oldum! Kanat çırpıyorum..

Ben bir deli çocuk, br çocuk ki deli-divane… Biliyorum ki.. Aşkıma ulaşamadığım konuşamadığım anda öleceğim.. Çok şey var anlatacak..
Beni bu saatte yazdıran gerçek…;an gelir bir aşk vurur insanı/bir çift güzel sözcük..;

Gecenin bilmem kaçı ve yüreğimde ki alevin yalnızlığımla coşmakta daha bir yakmakta şimdilerde.. Birinci dereceden vurgunum ve bir o kadar yanık, dört duvar arasında kendimleyim, say ki yaşamak bu.. Şafak kaç.. Kavuşacağımız gün yakın mı.. Yoksa ben, biz hayal miyiz.. Sen son baharım ol.. Bu son durağım.. Seni sevmek, sevmek istiyorum.. Tüm dünya kıskanmalı ya da;
Şimdi bir mermi şah damarımdan vurmalı.. Bir yanım ezik beklerim elimde, senin sevdiğin kır çiçekleri o kısacık saçlarına vurulduğum..

Tut ki ninni söylüyorum bebeğime, tut ki yanındayım saçlarını okşuyorum. Tut ki bir kadehten dökülen şarabız ikimiz. Seni seviyorum bebeğim. Kar yağıyor buralara, üşümüyorum.. Seni düşünmekten alev alıyor gözbebeklerim özlüyorum.. Korkum; sevincime yenik düşer diye kalbim.. Ellerimde kokun kalmış, bayram sevincim buruk.. Sanadır seslenmelerim sanadır bu dizeler.. Yorgunum korkularımla beraber.. Yüce dağları özlüyorum..
Şimdi yatağa yapışmış yatıyorum, yorgunluktan ve soğuk yemiş bedenimle daha bir ağırım şimdi.. Bu gece bir ömür kadar uzun olsa ve hiç uyanmasam.. Kısaca yorgunum işte… Gögsünde dinlenmek istiyorum yaralı bir aşk gibi sarılmak istiyorum sana; say ki deliyiz biz gibi..
Biliyorum ki; bizi düşlerken kapanacak kirpiklerim, tut ki seni sevdiğim yaştayım şimdi..

…iyi geceler aşkım.. iyi geceler ömrüm…”

Bu yazı ve konu, çok uzaklara gitsin… Sevgilere..!

Linkedin Google+ Pinterest Whatsapp


Etiketler:

Yorumlar (1 Yorum)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?